ŞEHRAZAD-2 BÖLÜM PART-1
" Söz veriyorum. Bir daha korkmak yok. Bir daha
kaçmak yok. Artık hep yanında olacağım. Artık elini bırakmayacağım."
"Şehrazad sözü mü?" Dedi Mahir gülümseyerek.
Canfeza gözyaşları arasında güldü.
"Şehrazad Sözü."
Canfeza tekrar Mahir'e sarıldı. Ayrıldıklarında Mahir Canfeza'ya baktı.
"Hadi gidelim artık" deyip elini tuttu. Arabaya doğru ilerlerken bir
silah sesi patladı.
****
Duyulan silah sesiyle Sare ve Salih dışarı koşarken, Mahir Canfeza’nın
kucağına yığılmasıyla onunla beraber yere düşmüştü. Yıllar sonra aynı anı
yaşarken arkasına baktığında elinde silah maskeli bir adamla göz göze geldi.
Adam arkasına dönüp kaçmaya başlarken, Salih ve Sare koşarak yanlarına geldi.
“Mahir!”
“Canfeza!”
Mahir kitlenmiş bir şekilde Canfeza’ya bakıyordu.
“Canfeza… Canfeza uyan güzelim hadi.”
“Mahir Mahir ne oldu? Kim vurdu Canfeza’yı”
“Mahir! Mahir kendine gel hastaneye gitmemiz lazım.” Salih’in sarsmasıyla
irkilerek kendine gelen Mahir Canfeza’yı kucağına alıp arabaya doğru ilerledi.
Salih sürücü koltuğuna otururken, Mahir kucağında Canfeza ile arkaya
bindi.
*****
-HASTANE-
Canfeza’yı hızlıca sedyeye yatırırken ameliyathanenin önüne kadar elini
bırakmamıştı mahir.
“Canfezam, buradayım… Buradayım güzelim. Canfeza duyuyor musun beni?
Lütfen beni bırakma.”
“Buraya geçemezsiniz Mahir Bey.” Diyerek mahir’i durdurmuştu hemşire ve
içeri girdi.
Mahir çaresiz ve şoka girmiş şekilde yere çökmüştü. Salih hızla Mahir’in
yanına gitti. Sare ise Kürşat’a haber vermek için telefonu eline aldı.
“Mahir… Mahir kardeşim kendine geldi. Anlat bana nasıl oldu bu? Kim vurdu
Canfeza’yı”
“Bil- Bilmiyorum… Biz barışmıştık… Sonra silah sesi geldi Canfeza
kucağıma yığıldı. Salih… Babam gibi oldu aynı. Yine aynı şekilde… Bırakmaz
değil mi? Canfeza bırakmaz beni.
“Bırakmaz tabi ki… Canfeza çok güçlü bir kız seni de çok seviyor, sana
çok âşık hiç bırakır mı? Hadi gel, gel bir yüzünü yıkayalım.”
-6 SAAT SONRA-
Tüm aile ameliyathanenin önünde bir haber bekliyordu. Süreyya oğlunun
yanında otururken, vurulmayı Raşit’den duyan Savaş hızla hastaneye gelmişti.
Öfkeyle Mahir’e doğru ilerledi.
“Senin yüzünden! Canfeza senin yüzünden bu halde!” deyip Mahir’in
yakasına yapıştı. Raşit, Salih, Kürşat hızla araya girerken Mahir öfkeyle
Savaş’a bir yumruk attı.
“Ne diyorsun lan sen!”
“Senin yüzünden Canfeza hep senin yüzünden zarar görüyor.”
“N’oluyor sana? Sen kimsin de beni ona zarar vermekle suçluyorsun?” dedi
mahir savaş’ın üzerine yürüyerek.
“Ya tamam bir sakin olun.” Diyerek ikisini zar zor ayırdı Salih.
“Mahir oğlum sakin ol.” Dedi Kürşat ve Savaş’ı kolundan tutup
uzaklaştırdı.
Onlar uzaklaştıktan birkaç dakika sonra doktor çıktı.
Mahir panikle oturduğu yerden kalktı.
“Eşimin durumu nasıl.”
“Kurşun ciddi bir yere saplanmamış yine de zor bir ameliyattı. Şimdi
Canfeza Hanımı yoğun bakıma alacağız. Önümüzde ki 48 saat önemli. Yine de
hayati tehlikeyi atlattı diyebilirim. Geçmiş olsun.”
“Çok teşekkür ederiz doktor bey. Peki, görebilir miyim eşimi ?”
“Bugün değil ama yarın ayarlayabilirim.”
“Çok teşekkür ederim.”
“Tekrar geçmiş olsun.”
Doktor gittikten sonra Ezra yerinden kalıp Mahir’in yanına ilerledi.
“Sizin aranızda bir sorun vardı. Benim kuzum bana anlatmadı ama ben
anladım. Üzmüşsün sen benim kızımı. Bir uyansın alıp gideceğim onu.”
Mahir şaşkınlıkla baktı birkaç saniye ve kendini toparlayıp konuştu.
“Olur, mu öyle şey Ezra Hanım bizim aramızda bir sorun yoktu. Sadece ufak
bir tartışma yaşadık bugün o kadar.”
“Ben anlamam. Canfezam uyansın alıp gideceğim onu.” Dedi Mahir’in bir şey
demesine izin vermeden arkasını dönüp tekrar yerine oturdu. Mahir ne yapacağını
bilmez halde dururken Sare yanına geldi.
“Eyvahhh Ezra Nenem anlamış aranızda sorun olduğunu valla enişte senin
işin çok zor.”
“Canfeza mı anlattı.?” Dedi sessizce Mahir
“Yok, valla ne ben ne Feza anlatmadı bir şey ama anlamış işte.”
Onlar konuşurken kapı tekrar açıldı ve iki hemşire ile birlikte sedyede
Canfeza çıktı.
Mahir sedyede duran Canfeza’nın elini tuttu.
“Canfeza… Canfeza buradayım güzelim.” Dedi elini tutup yürürken diğer
elini de Sare tutmuştu. “Canfeza yanındayız gülüm.”
Odanın önüne geldiklerinde hemşire
ikisine döndü.
“Mahir bey şimdi göremezsiniz. Kendisine geldiğinde görebilirsiniz lütfen
izin verin.”
“T-tamam peki.” Diyerek geri adım attı Mahir.
*****
Üzerinde ki beyaz elbiseye
şaşkınca baktı Canfeza. Bir sahil kenarındaydı. Yavaşça yürürken aynı zaman da
etrafına bakıyordu. Etrafı incelerken birkaç metre ileri de beyaz iki katlı bir
ev olduğunu gördü.
“Demek şehrazad sensin.”
Duyduğu sesle irkilerek arkasına döndüğünde kendisine gülümseyerek bakan orta
yaşlarda bir adam olduğunu gördü. Adamın kendisine gülümseyerek ve sevgi dolu
bir şekilde bakıyordu.
“Siz…” dedi ama anlamıştı
onun kim olduğunu. Mahir’in babasıydı o. İçine dolan suçluluk ve vicdan
azabıyla gözleri dolu bir şekilde adama baktı.
“Ben özür dilerim. Özür
dilerim. Benim babam yüzünden ailenizin hayatı mahvoldu. Mahir’in çocukluğu,
Süreyya Hanım’ın hastalığı. Hepsi, hepsi benim babamın yüzünden. Biliyorum
Mahir’in hayatından çıkmam gerekiyordu ama yapamadım. Bırakamadım onu. Çünkü
çok seviyorum onu. Her şeyden çok dedi dizlerinin üzerine çöktü.
“Kalk ayağa Şehrazad Hanım.”
Diyerek elini tutup ayağa kaldırdı.
Yaşlı gözlerle Mehmet’e baktı
Canfeza. Mehmet tekrar gülümsedi ve Canfeza’nın gözyaşlarını sildi.
“Mahir’in seni neden
bırakamadığını çok iyi anlıyorum.” Dedi
“Bak Canfeza bu olanlar asla
senin suçun değildi. Bu suçta günahta sana ait değil anlıyor musun? İçinde ki
vicdan azabından kurtulmalısın. Çünkü sen suçlu değilsin. Bu hikâyenin en
masumu Mahir ve sensin. Eğer biri ceza çekecekse bu Kürşat ve onun arkasındaki
kişiler olacak. Asla korkma tamam mı?” dedi. Canfeza başını salladı. Bu sefer
Mehmet kolunu Canfeza’ya uzattı.
“Eee hadi gir bakalım koluma
geç kalıyoruz.” Canfeza anlamayarak baktı karşısındaki adama.
“Geç mi kalıyoruz? Nereye ?”
“Gel hadi gel”
Canfeza Mehmet’in koluna
girdi. Birkaç dakika yürüdükten sonra geldikleri yerin gördüğü ev olduğunu fark
etti. Şaşkınlıkla önce eve tekrar Mehmet’e baktı.
“Burası neresi ?”
“Sizin eviniz. Senin ve
Mahir’in.” Dedi Mehmet Canfeza’ya bakarak.
Canfeza tekrar eve döndüğünde
bu sefer kapının önünde bir kadın olduğunu gördü. Kendisine dolu gözlerle
gülümseyerek bakıyordu. Görür görmez anlamıştı onun kim olduğunu.
“Anne…” koşarak
merdivenlerden çıktı ve boynuna sarıldı.
“Anne… Ben seni çok
özlüyorum.”
Meryem dolu gözlerle bakıp
saçını okşadı.
“Biliyorum Canfezam…
Biliyorum güzel kızım. Bende çok özlüyorum seni.”
“Anne… Anne ben çok yoruldum.
Yaşadıklarımdan, babamın günahından lütfen beni de yanında götür.” Dedi tekrar
sarılarak.
Meryem kızından yavaşça
ayrılıp yüzünü okşadı. “ Olmaz kızım. Olmaz Canfezam senin daha yaşayacak çok
güzel günlerin olacak. Hem Mahir var. Onu nasıl bırakacaksın. Bak dedi kapıdan
içeriyi göstererek seni bekliyor.”
Canfeza annesine son kez
sarılıp içeri girdi. Arkasına döndüğünde annesi ve Mehmet kendisine
gülümseyerek bakıyordu. Kapı kapandıktan sonra karşısında tekrar bahçeye açılan
bir kapı gördü Canfeza ve yavaşça oraya doğru ilerledi. Bahçeye çıktığında
Mahir’in arkası dönük bir şekilde durduğunu gördü.
“Mahir…” Mahir yavaşça arkasına
dönüp kendisine baktı.
“Canfeza…”
Canfeza koşarak gitti ve
Mahir’in boynuna atladı.
Mahir Canfeza’yı etrafında
döndürüp yere indirdi. Yüzünü ellerine alıp dudaklarına nahif bir öpücük
kondurmuştu.
Ayrıldıktan sonra alınlarını
birbirine yasladı.
“Çok özledim seni. Bana geri
dön Canfeza. Lütfen bana geri dön.” Dedi tekrar sarıldı.
“Sana ihtiyacım var.” Dedi
Mahir.
****
-1 GÜN SONRA-
“Mahir…” diyerek yavaşça kendisine geldi Canfeza. Onu kontrol etmeye
gelen hemşire uyandığını görünce yanına geldi.
“Canfeza hanım? Duyuyor musunuz beni?”
“Mahir... Mahir nerede?”
“Eşiniz burada merak etmeyin. Ben doktoru çağırıp geliyorum hemen.”
Birkaç dakika sonra doktor kontrole geldi.
“Canfeza Hanım kendinizi nasıl hissediyorsunuz?”
“Yorgun hissediyorum.”
“Çok normal zor bir ameliyat geçirdiniz ama şimdi değerleriniz iyi. Siz
dinlenin ben ailenize haber vereceğim.”
Canfeza yorgunca başını salladı. Doktor odadan çıkıp kendisini
bekleyenlere baktı.
“Canfeza Hanım uyandı. Değerleri şuan normal görünüyor çok kısa durmak ve
yormamak şartıyla görebilirsiniz. Ben tekrar kontrole geleceğim. Tekrar geçmiş
olsun.”
Herkes sevinçle birbirine sarılıp yavaşça odaya girdi. Mahir hızla
Canfeza’nın yanına oturdu ve ellerini tutup öpücük kondurdu.
“Çok korkuttun beni. Sana bir şey olacak diye çok korktum.”
Canfeza gülümsedi.
“İyiyim ben. Söz vermiştim sana, bak geri döndüm işte.” Dedi Mahir’in
yüzünü okşadı.
Ezra yavaşça yanına geldi.
“Canfezam ben sana bakarım. Sen buradan çık bize gideceğiz.”
“Size mi? Nene gerek yok. Ben Mahir’in yanında iyiyim.”
“Olmaz öyle şey yanıma geleceksin dedim bitti.” Dedi kaşlarını çatarak.
Canfeza anlamaz gözlerle nenesine baktı. Sare’ye döndüğünde Sare dudağını
ısırıp başını sağa sola salladı.
“Bu arada babam nerede?”
“Kürşat beyim eve gitti Maviş anneyle. Hazırlık yapmaya” dedi Sare sonra
da devam etti.
“Ezra Nenem gel biz seninle bir kantine inelim ha gel.” Dedi koluna
girdi. Onlar dışarı çıkarken Mahir tekrar Canfeza’nın yanına oturdu.
“Neneme bir şey mi oldu?”
“Bizim aramızda bir sorun olduğunu anlamış. Sen ameliyattayken de benimle
konuştu. Bana sinirli biraz.”
“Ne? Mahir ben gerçekten bir şey anlatmadım. Nasıl anladı bilmiyorum.”
“Biliyorum biliyorum. Ama o da haklı. Sürekli başına bir şey geliyor
benim yüzümden.”
“Senin ne suçun var Mahir. Bu arada beni vuran kim? Bir şey bulabildin
mi?”
“Hayır, ben hep senin yanındaydım zaten Salih araştırıyor. Gerçi adamda
maske vardı nasıl bulacaksak.”dedi sinirle iç çekerek. Mahir gözleri dolu bir
şekilde Canfeza’nın göğsüne yattı.
“ Çok korktum Canfeza. Aynı babam gibi seni kaybedeceğim diye çok
korktum. Sana bir şey olsaydı ne yapardım ben.”
Canfeza eliyle Mahir’in saçını okşadı.
“Sana söz vermiştim gitmeyeceğim diye hem beni sana geri gönderende
babandı zaten.”
Mahir duyduğu şeyle şaşkınca doğruldu.
“Ne? Nasıl yani? Sen babamı mı gördün?”
“Evet… Beni bir eve götürdü. Böyle beyaz 2 katlı sahile bakan. Sonra evin
önünde de annem vardı. İlk defa annemi gördüm ben biliyor musun? İçeri gir dedi
bana Mahir seni bekliyor dedi.” Gözleri dolmuştu anlatırken. Mahir de ona baktı
gözleri dolu bir şekilde tekrar Canfeza’nın göğsüne yattı.
****
Mahir ve Canfeza yeniden bir araya gelmenin mutluluğunu yaşarken, Mahir’in
değil Canfeza’nın vurulduğunu öğrenen Selim öfke krizine girmişti hastaneye
gitmesini Raşit zar zor engelleyip sakinleştirmişti ama daha da önemlisi Selim bir
düşman kazandığının farkında değildi.
Sonunda ev sessizliğe gömüldüğünde etrafı yeniden kontrol eden kişi
elindeki çakmağı alıp yere bıraktı ve perdeyi tutuşturdu. Evin içinde yavaşça
ateşler yükselirken hızla dışarı çıktı. Yerde yatan adamlara göz gezdirip hızla
kendisini bekleyen arabaya bindi.
Ev yavaşça alevlerin esiri altına girerken Selim aldığı ilaçların
etkisiyle derin bir uykuya girmişti.
****
Odanın önüne geldiklerinde iki kız birbirine baktı.
“Sen söyle.”
“Ben niye söylüyorum ya geçen sefer ben söyledim sen söyle.” Dedi Büşra
“Ya Büşra delirtme beni.” Dedi Selin sessizce
Onlar atışmaya devam ederken arkalarından gelen sesle irkildiler.
“Kızlar.”
“Bismillah.” Dedi sessizce Selin ve karşısında ki adama hafifçe
gülümsedi.
“Evet
“Doğan Bey…”
BÖLÜM SONU
Yorumlar
Yorum Gönder